14 Şubat 2015 Cumartesi

KAPLUMBAĞANIN YOLU

Kendimi bazen dünyanın yükünü sırtına alan  kaplumbağya benzetiyorum.Yavaş bir şekilde kalabalığın arasından geçiyor öylece hayallere yürüyorum.
İnsanlar kaplumbağlara nasıl bakar bilirsiniz yavaş ve çaresiz...Kaplumbağın nereye gideceğinide düşünmezler çünkü yavaştır.Yavaşlılığına takıldıkları için de
kaplumbağanın hiçbir zaman ne istediğini bilemezler.Ümitsizlikle inceledikleri kapmlubağnın sadece yürüdüğünü görürler.

 
   Nereye gideceğinden çok nereye nasıl gittiğin toplum için önemli bir faktör.Kaplumğa ile aramda ki tek fark herhalde onun söylenenlere pek aldırmaması ve
 yoluna öylece devam etmesi acaba ben bu yüzden mi hayal kırıklığı yaşayıyorum.Yeryüzünde her canlının kapasitesi vardır cansız varlıkların bile kapasitenin
üzerinde ki her yük nesneyi biraz daha durdurur bazen de gitmez bazense aldırmaz, Kaplumbağlar gibi taşıyacağı yük kendisine yetiyordur.Söylentileri
kaldırabilmesi için sırtının boş olması lazım.Evet bu yüzden kaplumbağlar aldırmıyor ve yoluna öylece devam ediyor.Ben onun gibi yoluma devam edemiyorum
her seferinde duvara tosluyorum,insanlar konuşuyor ben bir adım daha yavaşlıyorum belki de kaplumbağlarda zamanında hızlıca yürürken söylentiler ve yaşadıkları
yüzünden git gide yavaşlamışlardır ve artık söylentilere aldıracak bir boşluk olmadığı için içlerinde sonunda aldırmamazlığı seçip yollarına devam etmişlerdir.

  Benim o hayallere koşamamın sebebi yollar mı ?
  Yoksa insanlar mı ?
  Söylenenler mi ?
  Yada insan kendisine mi engeldir ? Ben miyim suçlu ?
 
   Hayat garip, cevaplardan cok sorular var.Cevaplandırılmamış sorular beni her zaman etkilemiştir onlar bir kadın gibi cekici geliyor.Cevaplar cok açık olmasına
rağmen sorular kadar heycanlandırmıyor,telaşlandırmıyor insanı işte bu yüzden sorularda hayat kadar garip.İçimde ki ateşin sönmeme sebebi kendime sorduğum
sorular,onlar bana kırbaç oluyor tam ümidi kesmişken karşıma çıkıyorlar.Nedenlerin getirdiği sebepleri düşününce durmanın amaca ihanet olduğunu
anlıyorum ve topallıyarak yoluma devam ediyorum.Herşey kendinde bitiyor aslında, evet buldum. "insan kendisine engeldir".

  Kaplumbağların nereye gittiğini hiç gördünüz mü ? Nasıl gittiğini biliyorsunuz ama nereyeee ? Kaçıyorlardır belki nereye gittiğini bilmeden.
onun da bir amacı olduğunu sakın unutmayalım kaçmakda aslında bir amaçtır.Aldırmamazlığı seçip gitmek bir amaçtır.İnsanlar hep konuşucak senin her attığın adımda
biraz daha fazla konuşucaklar onların önyargıları kopmaz bir halattır.O halatı kesmenin yolu yine sana bağlı kaplumbağlar bunu kulaklarını tıkıyarak başarıyor .Sen ise
amacına  giden yolda kendine sorduğun sorularla yapıcaksın çünkü  sorular telaşlandırır,heycanlandırır,senin koşmanı sağlar...

1 yorum: